"Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz." R.T.E
  A’dan P’ye AKP: Hafızamızı yoklayalım.Nasıl kandırıldık?
 

A’dan P’ye AKP: Hafızamızı yoklayalım. Nasıl kandırıldık?


EKONOMİ - İŞSİZLİK K.Maraş – Erdoğan- 21 Ekim 2001 : (Ne Söylediler) “İktidardaki hükümet, üç yıl içinde iç ve dış borcu 70 milyar dolar arttırmıştır. Bu borcun karşılığında ise ne işsize iş sağlayabilmiş, ne de üretim gerçekleştirmiştir. Bu ülkede 2,5 milyon issiz vardır. Bu zavallılar ancak fakirin ekmeğini hortumculara peşkeş çekmeyi becerirler.”

Bugün: ( Ne Yaptılar) AKP hükümetleri: İç ve dış borcu 4,5 yılda 180 milyar dolar arttırmıştır. İşsizlik artarak devam etmekte, kanayan yara kangrene dönüşmüş haldedir. Ecevit’in 3 yılda yaptığından fazlasını R.T. Erdoğan ilk 2 yılda yapmıştır.

Erzincan- R.T. Erdoğan- 22 Nisan 2002 (Ne Söylediler)“AK Parti iktidar olunca fakir fukara olmayacak.”
Yozgat 30 Nisan 2002 R..T. Erdoğan “Türkiye’de öyle bir hükümet var ki, herkesi inim inim inletiyor. Bu hükümet bizi fakirleştiriyor.”
Kırşehir:R.T. Erdoğan 09 Aralık 2001 (Ne Söylediler)“5 Kişilik bir aile bir simit ve çayla karnını doyurmuş olsa bile asgari ücret yetmiyor. AB ye girmek istiyorsunuz..Hangi yüzle gireceksiniz.”
Bugün: ( Ne Yaptılar)AKP hükümetleri: İç ve dış borcu 4,5 yılda 180 milyar dolar arttırmıştır. İşsizlik artarak devam etmekte, kanayan yara kangrene dönüşmüş haldedir. Ecevit’in 3 yılda yaptığından fazlasını R.T. Erdoğan ilk 2 yılda yapmıştır. “18 Aralık 2003 - Başbakan -Konya işadamlarına “Bazen başımı iki elimin arasına alıp düşünüyorum. 227 milyon lira alan bir adamın geçinmesi mümkün mü? Bunu siz de kendi vicdanınıza sorun. Sizleri üzmek istemiyorum ama verdiğiniz asgari ücret çocuğunuzun bir gece kulübündeki bir günlük mönüsünün fiyatı bile değil. Şunu bilin ki yarın bu hayat biter. Hepimizin iki metreküp toprağa sokacaklar.” 21 Aralık 2003 Başbakan İşadamlarına. ”Asgari ücretin 500 milyon lirayı aşması gerekir”! 3 Ocak 2004. Başbakan Safranbolu. “Ne bekliyordunuz? Asgari ücretin 500-600 milyon lira olması mı? Biraz sabırlı olun. Türkiye’nin şartları müsait mi?” Aralık 2004 Başbakan: “Asgari ücretle ilgili bir sürpriz yapabiliriz.”Bir hafta sonra: Sürpriz. 318 YTL- den 350 YTL oldu! Ekonominin durumu ile ilgili gazete manşetleri
Zenginin vergisine indirim var,
Çiftçimizin satın alma gücü azalıyor,
Vergilerimiz “Faizcini” cebine gidiyor,
Maliye faizciye çalışıyor.
Vergilerimizle sadece faiz ödüyoruz.
IMF Karabük -3 Nisan 2002 R.T. Erdoğan: (Ne Söylediler) “Türkiye’nin baş edemeyeceği hiçbir problemi yoktur. Bunlar IMF’nin karşısında memurlar gibi oturuyorlar. Acizler hükümeti, halkı bir simit ve bir çaya mahkum etti. 50 milyar doları batık bankalara hortumlattılar. Ülkenin milyarlarca doları hortumculara yedirildi. Eğer DÜRÜST ve İRADELİ BİR YÖNETİM gelseydi belki de IMF ile masaya oturmaya bile gerek kalmayacaktı.” IMF den gelen paralar bu ülkeye hibe değildir.Bu paraları benim köylüm,benim memurum ödüyor..Bizler kurtuluş mücadelesi yapacağız . Son günlerde AB ile yatıyorlar AB ile kalkıyorlar,Bizde istiyoruz ama bizi neden oyalıyorsunuz? AB diyerek karın doymaz.” Erzurum –R.T. Erdoğan - 3 Kasım 2001
Bugün: ( Ne Yaptılar)
Kendileri de IMF’inin karşısında çaresiz ve mahcup oturuyorlar. Başbakanın vaat edip açıkladığı tarım desteğini bile IMF görüşmeleri bitmeden uygulayamıyorlar.
IMF’nin karşısında oturmamayı, DÜRÜST VE İRADELİ olmak ile nitelendirdiklerine, IMF görüşmeleri devam ettiğine göre kendi sıfatlarını da belirlemiş oluyorlar. 50 milyar dolar batık, 46 milyar dolar olarak duruyor. TMSF başkanı da 37 milyar doları tahsil edemeyeceğini açıklıyorsa 368 milletvekiline sahip bir başbakan acaba bu konuda ne düşünüyor?

IMF ile ilgili gazete manşetleri Vaatler yarım kaldı IMF nin dediği oldu
Söz verdiler tutmadılar
Düne kadar ”IMF istediği diye vergi artışı olmaz” diyen hatta bazı vergilerde indirimden bahseden hükümet, açıkladığı kaynak paketiyle verdiği sözlerin tam tersini yaptı
Tezkerenin acısı Ayşe teyzeden çıkacak
Rantiyeye vergi yok
IMF ne dediyse o!
İNSAN HAKLARI Isparta - R.T. Erdoğan - 17 Mart 2002 : (Ne Söylediler) “Bu hükümet temel hak ve özgürlükler konusunda samimi değildir. Eğer samimi olsalardı, hala milletin kılık, kıyafeti ve inancıyla uğraşmazdı. Bu ülkenin, insanların temel hak ve özgürlüklerini garanti altına alacak bir hükümete ihtiyacı vardır”

İstanbul - Ümraniye - R.T. Erdoğan - 8 Haziran 2002 (Ne Söylediler)
AB diyor ki: temel hak ve özgürlükler ile ilgili sorunları giderin.Fikir özgürlüğünü,din ve vicdan özgürlüğünü halledin. Halledebildiler mi? Din ve vicdan özgürlüğü var mı?”
Manisa-Bülent Arınç. “Başörtüsü zulmünü ortadan kaldıracağız; bu bizim namus borcumuzdur.” Bugün: ( Ne Yaptılar)
Hala kılık kıyafet ve milletin inancıyla uğraşıldığına göre siz de mi samimi değilsiniz?
Üstelik 368 milletvekili desteği olan bir hükümet varken neden hala insanların temel hak ve özgürlükleri garanti altına alınamıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Bedel ödemeye hazır olmadığınızı ifade etmekten başka. Bu uğurda Şanlıurfa’dan yürüyerek Ankara’ya gelen mağdurlar görüşecek muhatap bulamadılar, azarlandılar. Ama misyonerlik faaliyetleri her geçen gün artıyor. Siz kendi ülkenizdeki Hıristiyanlaştırmaları görmezken AÇE’DEKİLERİN kabul edilemez olduğunu söylüyorsunuz. Bugün: ( Ne Yaptılar)Başörtüsü mağdurlarına “peruk takıp öyle okula giderler”

O zaman sorarlar. Sen köşke hanımını peruk takarak mı götürmeyi düşünüyorsun diye? Başörtüsü bizim öncelikli sorunumuz değildir. Abdullah Gül: 31.03.1998 TBMM.B.Ecevit’e hitaben :”…Kanun ve hukuka aykırı şekilde masum kız çocuklarının anayasal eğitim hakları zorbalıkla ellerinden alınırken,anne ve babaların gözyaşını görürken hiç acı hissetmediniz mi?.. İnsanların öz yurdunda garip öz vatanında parya haline getirildiği Türkiye’de Filistin benzeri manzaraları ekrana getirmek kimin iktidarı döneminde olmaktadır? DiyorBugün: ( Ne Yaptılar)
Abdullah Gül’ün eşi AİHM deki türban davasını geri aldı. AİHM’e hükümet olarak verdikleri mütalaalarda:“Dini tercihini sergilemek kişinin mutlak hakkı değildir.devletin laik yapısı önde gelir.”“Başörtüsü kökten dinci grupların sembolü haline gelmiştir.”“Böyle bir davranış kökten dinci akınların bir parçası olan siyasi bir harekettir ve bu hareket kadın hakları için bir tehlike oluşturmaktadır”
AVRUPA BİRLİĞİ -KIBRIS Avrupa Birliğinin: ( Ne Yaptılar)
Kıbrıs,
Ermeni meselesi, GAP’ta 22 barajın uluslararası yönetime bırakılması, Yunanistan’a tavizler, Rum patriğine ekümenlik , Heybeliada ruhban okulunun açılması, ucu açıklık, Özel statü, Düşünce ve inanç sisteminde radikal değişiklikler, Referandum…gibi her türlü şartlarına boyun eğdiler. Gazeteler:
”Erdoğan 11 istedi 1 aldı”
17 ARALIK’ta Hatay-R.T. Erdoğan 14 Nisan 2002 : (Ne Söylediler)“IMF parayı verdi.Ama hangi şartlar altında ve nerde kullanılacağını söyleyerek verdi. Bu paraların adresleri belliydi ve bunun karşılığında istenen tavizler vardı .Yarın bunlar ”KIBRIS’I KONUŞALIM” derler.
Bugün: ( Ne Yaptılar)
Başbakan Erdoğan:Anastasiadis’e : “Duyduğuma göre Papadopulos benimle görüşmek istiyormuş.Gelsin K.Kıbrıs’ta oturalım karşılıklı kahve içelim konuşarak bu işi çözelim” diyor Başbakan Erdoğan : Ruf Denktaş’a “Babam yaşında olmasaydı yapacağımı bilirdim.”

TARIM
Ne Söylediler: Sivas 13 Ekim 2001 R.T. Erdoğan:“Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana; bilmem söylesem mi söylemesem mi!” Bugün: ( Ne Yaptılar)Yiğit şimdi soğanı, pancarı, tütünü, buğdayı, pamuğu ekemez halde, ekse de satamaz halde, söylesem mi, söylemesem mi diye tereddüt etmiyor. Size söylüyor ama;“Gözünüzü toprak doyursun” (tarım bakanından)“Bu millet size mi bakacak, bir kesimi sübvanse edelim diye diğerini mağdur edemeyiz” (Başbakandan) diye azar işitiyor. Uzman gözüyle:- AB’ye ile hükümlülüğümüz gereğince “15 sene içinde 10 milyon kişi tarım dışına çıkacak.8-9 Milyonu işsiz kalacak .Tekstilde kota kalkıyor. Bu tekstili harap eder. Tarım ve tekstil kadınların en çok çalıştığı iki alan. DIŞ POLİTİKA
R.T. Erdoğan-Iğdır -13 Kasım 2001: (Ne Söylediler)
“Filistin’de kan var, işgal var, bir millet yok edilmeye çalışılıyor, devlet terörü var! Bunlara karşı kuru temenniden başka bir şey yapılmıyor.”
R. T. Erdoğan- Burdur-Bucak 18 Kasım 2001 “ABD, İsrail’i korumak için Şaron’a göz yummaya devam etmektedir. İsrail’in Filistin’e uyguladığı katliamı kınıyoruz. Filistin’de kan akmaya devam ediyor ama hükümetin bu konuda maalesef bir duyarlığı yok” Bugün: ( Ne Yaptılar) Filistin’de kan, gözyaşı, zulüm, soykırım devam ediyor. Ama bugün duyarlılık olarak sadece sözde arabuluculuk yapılıyor. Kiminle? 14 yaşında İsrail ordusuna katılmış, 1953’te Filistin’de köyde 60 Müslümanın, 16 Eylül 1982’de Sabra-Şatilla’da 991 Filistinlinin ölümünden sorumlu, 28 Eylül 2000’de 3000 kişi ile Cuma günü Mescid-i Aksa baskınını yapmış, 22 Mart 2003’te sabah namazından sonra füze ile şeyh Ahmet Yasin’in şahadetine sebep olmuş ŞARON ile, OLMERT ile.
Konya 15 Kasım 2001 R.T. Erdoğan : (Ne Söylediler)
“Soruyorum ABD’ye, AB’ye ve Birleşmiş Milletlere siz neredesiniz. Hıristiyanlıktaki paskalya törenleriyle barışı kutlarken, Ortadoğu’ya neden barışı getirmiyorsunuz?”
Bugün: ( Ne Yaptılar)

Evet, ABD başkanı Bush ‘Bu bir haçlı seferi’ derken, ş
imdiki ABD Dışişleri Bakanı ‘Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek, bunun içinde Türkiye de var’ derken Siz BOP çerçevesinde Irak’a müdahaleyi ÖZGÜRLÜK OPERASYONU olarak değerlendiriyordunuz. Halkın % 94’ünün karşı çıkmasına rağmen: Ne kadar halkın ve demokrasinin yanında olduğunuzu göstererek hava sahasını açtınız. ABD askerine dua ettiniz. Tezkere geçmeyince çok üzüldünüz. Kırmızı çizgiler çizdiniz, hepsi silindi. Döneminizde askerimizin başına çuval geçirildi, güvenlik görevlilerimiz şehit edildi. Hala ABD’den stratejik ortak olarak bahsediyorsunuz.

R.T. Erdoğan - SAMSUN - 30 Mart 2002: (Ne Söylediler)
“Hükümet maalesef Ortadoğu konusunda gerekli iradeyi ortaya koyamamıştır. Yaşadığımız görüntüler 21.yüzyıl başında bizi üzmektedir. Bir taraftan küreselleşmeyi konuşacağız .Diğer taraftan emperyalist duygularını tatmin etme isteği,içinde olanlara destek vereceğiz.Bunu anlamak mümkün değil.

YABANCILARA TOPRAK SATIŞI Yabancılara Türkiye’de gayrimenkul edinmelerine olanak sağlayan yasa, bir yıl kadar önce, 19 Temmuz 2003 tarihinde,Avrupa Birliğine uyum gerekçesiyle çıkarıldı. Peki AB ülkelerinde bu durum nasıl işliyor:
Yunanistan: Yabancılar sınırda veya sınıra yakın bölgede toprak satın alamıyor. Buna karşılık Ege kıyılarında gayrimenkul satışı yabancılara yapılmıştır.
Macaristan-Çek Cumhuriyeti- Slovakya: AB ‘nin bu yeni ülkelerinde 7 yıl süreyle yabancılara tarım ve orman arazisi satışı yasaklanmış bulunuyor.
Polonya: 12 yıl süreyle yabancılara tarım ve orman arazisi satışı yapılamıyor.
Bulgaristan -Hırvatistan: AB’ye girmeye hazırlanan bu 2 ülkede yabancılara tarım arazisi satılamıyor. Bulgaristan’da bu yasak bahçeli konutları da kapsıyor.
ABD’de ise hiçbir şekilde bu haklardan yararlanamıyorsunuz.
Türkiye’de Resmi rakamlara göre AKP iktidarında 946 333 dekar alan yabancılara satılmıştır. 3 Malta adası büyüklüğünde toprak. Bir başka ifadeyle Yalova ili kadar bir toprak.
Anayasa mahkemesi iptal etmesine karşın 3 Ay hükümete ek süre tanımıştır. Bu süre içinde toprak satışlarının daha da hız kazandı. Anayasa mahkemesi kararları geriye yönelik işlemez. Başbakan, “Siz Miami’den ev almıyor musunuz? Onlar da buradan alsın“ diyor. Burada mesele ev satılması ya da alınması değil su havzalarının, sınır bölgelerinin ve tarım alanlarının satılmasıdır.Burada kamuoyu yanıltılıyor. Ege kıyılarında yoğun şekilde Yunanlıların Toprak satın aldığı mevcuttur. Özellikle GAP bölgesinde İsraillilerin yoğunlaştığı görülmektedir Nokta dergisinde yayınlanan bir habere göre (bu habere bir tekzip gelmemiştir) İsrailliler Ş.Urfa’da 450 bin dönüm tarım arazisi satın almış ve bu tapu kayıtlarında da gizlenmiştir.
(akpgercegi.com)

 
 
  Akp Istemiyoruz  
 
Akp Istemiyoruz Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol