"Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gider, orada ineriz." R.T.E
  İşte Gül'ün Sözleri
 
30 Nisan 2007 20:12
 
RESMİ ORJİNAL BOYUTUNDA GÖRÜNTÜLEYİN
Gül yalanladı, CUMHURİYET The Guardian gazetesindeki röportajın tam metnini yayınladı...

AKP'nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül, 27 Kasım 1995 tarihinde İngiliz The Guardian gazetesinde çıkan ve "Bu Cumhuriyetçi dönemin sonudur. Şayet Ankara nüfusunun yüzde 60'ı gecekondularda yaşıyor ise, o halde laik sistem başarısızlığa uğramış demektir ve biz bunu kesinlikle değiştirmek istiyoruz" yönünde görüşlerini açıkladığı röportajını haber yaptı diye Cumhuriyet 'e dava açtı. Gül'ün sözleri, Jonathan Rugman imzalı ve "Türk İslamcılar iktidarı amaçlıyorlar" başlıklı yazıda yer aldı. Gül, röportajının Guardian'da yayımlanmasından sonra gazeteye, "Söylediklerim yanlış anlaşıldı" anlamına gelen açıklama gönderdi. Gül'ün bu açıklaması, 12 Aralık'ta gazeteye şöyle yansıdı: "İslamcı RP'nin Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül, cumhuriyet savcılarının, Guardian'da çıkan ve partisinin laik sistemi değiştirmek istediğini kaydeden makale nedeniyle kendisi hakkında kovuşturma yapmayı planladığını söyledi. Gül, 'Türkiye Cumhuriyeti ortadan kaldırılsın' demek istemediğini, basitçe toplumun mutsuzluğuna bir son verilmesini istediğini söyledi."

Yazının tam metni
"Abdullah Gül, şık bir takım elbise giymiş ve güzel bir kravat takmış. Bir milletvekili olarak kendisi, Türkiye'nin İslami canlanmayı destekleyen Refah Partisi'nin başkan yardımcısı, ancak iyi İngilizce konuşuyor ve Batı'nın siyasi geleneklerine göre eğitim almış görünüyor. Onun bu cazibesi yüzünden olacak ki, partiye şüpheyle yaklaşan yabancılara Refah'ın politikalarını açıklama görevi genelde Gül'e veriliyor. Yine de verdiği mesajlar bariz şekilde radikal, ki bu da 52 Müslüman arasında tek laik demokrasi olarak Türkiye'nin eşsiz konumuna doğrudan bir meydan okumadır. Gül açıkça 'Bu, Cumhuriyetçi dönemin sonudur' diyor. 'Şayet Ankara nüfusunun yüzde 60'ı gecekondularda yaşıyor ise o halde laik sistem başarısızlığa uğramış demektir ve biz bunu kesinlikle değiştirmek istiyoruz.' Bir aydan daha az sürenin kaldığı genel bir seçimin olduğu ve RP'nin anketlerde iyi sonuç aldığı düşünülürse, Gül'ün mesajı göz ardı edilemez. Başbakan Tansu Çiller' in DYP'si tarafından yaptırılan bir ankette İslamcılar, DYP'nin yüzde 3 arkasında olarak ikinci sıradalar. Oysa ki diğer partiler RP'yi ilk sırada gösteriyorlar. Geçen yıl, RP yerel seçimlerde ezici bir kazanım sağladı ve Ankara ve İstanbul belediyelerini ve oyların yüzde 20'sini kazandı. Önümüzdeki ay, yüzde 30'u hedefliyor, ki bu rakam Türkiye'nin bir sonraki hükümetini kurmak için yeterli. Bu yüzdeyi başarmak belki de kolay değil, çünkü oylar, birçok sol ve sağcı laik parti arasında bölünüyor ancak bununla birlikte RP ile mücadele etmek için bu partiler birleşmiş durumdalar. Son askeri darbeden on beş yıl sonra, birçok Türk, laik politikacıların, giderek artan sosyal ve ekonomik sorunları çözememesinden dolayı hayal kırıklığına uğramış durumda. Uzmanlara göre, Refah, protesto niteliğinde büyük oy kazanacak. Ankara'daki Batılı bir diplomat, 'Onlar, bayağı ciddi bir siyasi güç' diyor. 'Azimliler ve çok iyi yapılanmış durumdalar. Çözülmesi gereken gerçek yapısal sorunlar üzerine gidiyorlar. Şayet Refah iktidar olursa, hâlâ bir kişi bir oy mu olacak?'

Parti, İslami olmayan banka faiz oranlarını kaldırmak istediğini söylüyor. Yine Güneydoğu'nun genelde Kürt olan savaş bölgelerindeki birlikleri çekmek istiyorlar -ki burada Türkler ve Kürtler arasında tam olarak belli olmayan bir 'Müslüman kardeşliği' onlara destek kazandırdı. Çiller sağcı kanat ve düzen platformunda bulunuyor, yanında, adayları olarak, önemli emniyet müdürleri ise yer alıyor. Kendisi, dini liderlerle çay içmiştir ve kendisini iyi bir Müslüman olarak tanıtmaktadır. Ancak, Avrupa'da, bu seçimi, Batı yanlısı reformcularla İslamcı kökten dinciler arasında açık bir yarış olarak nitelendirmiştir. Kökten dinciliğe muhalif oluşu, kendisine geniş bir laik oluşum desteği sağlamıştır. Bunlara Cefi Kamhi de dahildir ve kendisi İstanbullu bir sanayicidir ve 1957'den bu yana, parlamentoya girmek isteyen ilk Yahudidir. Kamhi şöyle demektedir: RP lideri, Necmettin Erbakan, açıkça Yahudi karşıtıdır ve Hıristiyan Ermenileri Türkiye'nin sosyal sorunları nedeniyle suçlamaktadır. Erbakan kısa bir süre önce şöyle söylemiştir: ' Avrupa uyuşturucu bağımlılarının kıtası, ayrıca bir entrika kazanı ve zulümlerin yaşandığı bir yerdir.'

Kendisi, RP'nin misyonunu, 'dünya İslam birliğini oluşturmak ve Batı'yı kurtarmak' olarak tanımlamıştır. 440 üyeli Meclis'in, 36 Refahlı milletvekillerinden biri olan Oğuzhan Asiltürk, İslami şeriat kanunlarının getirilme ihtimalini yok saymayı kabul etmiyor, çünkü RP'nin destekleyicilerinin duygularını incitmek istemediğini söylüyor. Belediyeler seviyesinde RP daha çok kendini göstermiştir, başörtüsünü mini eteğe karşı savunmuş, fuhşu yasaklayacağına söz vermiş, baleyi, uygunsuz olarak tanımlamış, 'ahlaksız' heykelleri kaldırmış ve İstanbul'daki direkleri İslami bir yeşile boyamıştır."

CUMHURİYET

 
 
  Akp Istemiyoruz  
 
Akp Istemiyoruz Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol